Oya Müzesinde beş bini aşkın kayıtlı oya örneği bulunmaktadır. Bunun iki bin adedi iğne ve boncuk oyası örneği olarak sergilenmektedir. Diğer taraftan müzedeki sergilemeyi destekleyen çeşitli malzeme ve bağışlarla birlikte bu sayı şimdiden sekiz bini aşmıştır.
GİRİŞ KATI'nda gişe, vestiyer, wc, oturma köşesi, konservasyon-restorasyon odası ve bahçe çıkışı yer almaktadır. Müze binasının avlusunda yüzyılı aşkın meşe ağacı ile eski bir kuyu bulunmaktadır, kuyunun etrafı yeşillendirilmiştir. Ayrıca satış mağazası bulunmaktadır.
Müzenin BİRİNCİ KATI'nda sedirli sergileme alanı ufak bir gusülhanesi olan küçük oda ve birbirine bağlı iki odadan oluşan sergi salonu ile toplantı ve araştırma çalışmalarının yapılabileceği kütüphane yer almaktadır. Bu katın dördüncü odası, binanın arka bölümünde ikinci kattan inişte müze çıkışı için hazırlanan son bölümdeki sergi alanıdır.
OYA HAKKINDA, Anadolu'nun zengin halk sanatı örneklerinin sergilendiği ülkemiz müzelerinde oyalara birkaç küçük örnekle yer verildiği görülmektedir. Oysa ki, geleneksel el sanatları içinde oyaların yeri özellikle Anadolu kadınının kırsal kesimdeki geleneksel yaşam biçimine, düşüncelerine, duygularına, beğeni ve isteklerine onların acı, ölüm ve sevinçlerine işaret etmektedir. Aynı zamanda; kadının olumsuzlukları yorumlama yolu hatta sessiz çığlığıdır. Oyalar anonim bir sanattır.
Oyalar, Türklerin çeyiz geleneğine bağlı olarak; kadınların süslenme ve süslemeye olan ilgileri sebebiyle günümüze kadar gelmiştir. Bu gün oyalar günlük yaşam içinde olduğu kadar doğum, sünnet, nişan, evlenme gibi sosyalleşme alanlarında da kullanılmaktadır. Sanayileşme ve teknolojik yenilikler nedeniyle el emeğine dayalı oya üretimi bu değişimlerden etkilenmiştir. Ticari üretime dönüşerek kalitesinden ve zarafetinden büyük kayıplar vermektedir.
Bilinçsizce heba edilen örneklerin yok olmasını engellemek ve geleneksel oya örneklerinin çağdaş bir bakışla yeniden değerlendirilmesi için çeşitli araştırmaların yapılmasını sağlamak gerekmektedir. Bu düşünceden hareketle oya konusunda yepyeni ve ilk defa (dünyada da bir ilk) olarak Eskişehir'de İMREN ERŞEN OYA MÜZESİ'nin kurulması gerçekleştirilmiştir.
Bu gün, Anadolu'nun uzun ve zengin geleneğe sahip kültür kaynaklarından birinin sergilendiği müzemizin açılış sevincini yaşıyoruz. "YER, GÖK OYA" sözü ile bu zenginliğimizi halkımıza sunuyoruz.